Hadis Hafızlığının Önemi

2019 yılından beri derneğimiz bünyesinde faaliyet gösteren İmam Buhârî Medresesinde, erken yaşta hafızlığını bitirmiş talebeler hadis hafızlığı yapmaktadır. Türkiye’nin ilk ve tek hadis hafızlığı medresesi olan İmam Buhârî Medresesi, insanlar tarafından öğrenildikçe tarafımıza çeşitli sorular gelmektedir. “Bu devirde hadis ezberletmenin ne faydası var?”

“Sadece Buhârî değil tüm hadis kitapları artık telefonlarda, çocuklara eziyet etmeyin.”

“Bu devirde ehl-i hadis mi yetiştirilir?”

“Kur’an hafızlığı hadi neyse bir de hadisleri mi ezberlettiriyorsunuz?”

Bu ve farklı ifade kalıplarıyla sorulan temel soru, “Hadis Ezberlemenin Faydaları Nelerdir?” sorusudur. Bu yazıda, hakikate vakıf olmak namına bu soruyu soran kardeşlerimiz için gerekçelerimizi sıralayacağız.

Tarih Boyunca Hadis Hafızlığı

Hadis hafızlığı, İmam Buhârî Medresesi’nin ortaya çıkarmış olduğu bir bidat değildir. Hadis-i şeriflerin ezberlenmesine, Efendimiz ﷺ’in hayatında başlanmış ve bu durum günümüze kadar kesintisiz bir şekilde devam etmiştir. Bu durumun bugün bize garip gelmesinin sebebi, cumhuriyet silindirinin laiklik kisvesi altında, medreselerimizdeki İslami eğitimin seviyesini düşürmesidir. Aslına bakarsanız “Hafız” tabiri, son dönemlerde Kur’an-ı Kerim hafızları için kullanılmaya başlanmıştır. İslam literatüründe Hafız kelimesi, “Hadis nakil ve rivayetini meslek edinip çok miktarda hadisi ezbere bilen kimse.” demektir. Detaylı bilgi için tıklayınız.

Efendimiz ﷺ’in Hadislerin Ezberlenmesini Teşvik Etmesi

Peygamber ﷺ, sahabe-i kiramı, kendisinden duyduklarını iyi muhafaza etmeleri ve sonraki nesillere doğru bir şekilde aktarmaları hususunda daima teşvik etmiştir. “Abdullah b. Amr, Ebû Hureyre, Hz. Âişe, Hz. Enes ve ismini sayamayacağımız pek çok büyük sahabînin mesleği hadis hafızlığıydı.” demek yerinde bir tabirdir. Onların bu ufku Allah Rasulünden aldıkları da ihtilafa mahal olmayan bir hakikattir. Peygamber ﷺ şu sözleriyle Müslümanları hadis hafızlığına teşvik etmiştir:

Allah bizden herhangi bir şeyi işiten ve işittiği gibi de tebliğ edip başkalarına aktaran kişinin yüzünü ak etsin…” Tirmizî, İlim, 7.

Sizler benden (sözlerimi) işitiyorsunuz. Sizden de başkaları işitecek. Onlardan da başkaları işitecektir.” Ebû Dâvûd, İlim, 10.

Tarihteki Hadis Hafızlarının Halleri

Hafızların Önderi: Ebû Hureyre

Mervan b. Abdilmelik Ebu Hureyre’yi (radiyallâhu anh) hadis rivayet etmesi için çağırtmış, Ebu’z-Zu’ayzi’a’yı da gizlice kürsünün arkasına oturtup Ebu Hureyre’nin rivayet ettiği hadisleri yazdırmıştı. Aradan bir sene geçtikten sonra Mervan Ebu Hureyre’yi tekrar çağırtıp aynı hadisleri rivayet etmesini istedi. Ebu’z-Zu’ayzi’a’yı da bir değişiklik olup olmadığını kontrol etmesi için görevlendirdi. Ebu Hureyre aynı hadisleri ikinci defa rivayet etti ve bir kelimeyi diğeriyle değiştirmedi!

Hâkim’in Müstedrek’te sahih olduğunu söyleyip Zehebi’nin de onayladığı rivayette: “… Ne eksiltti, ne çoğalttı, ne de önce olanı sonra, sonra olanı önce rivayet etti!” denilmektedir.

İmam Zühri

Benzer bir hâdise, Tabiîn neslinin imamlarından ve hadisi ilk cemedenlerden İbn Şihab ez-Zührî için anlatılmıştır. Emevî halifelerinden Hişam b. Abdilmelik Zührî’den, çocuklarının bazısına hadis imla etmesini istemiş, bir kâtip Zührî’nin imla ettiği dört yüz hadisi yazmıştı. Halife, bir ay kadar sonra hadislerin yazılı olduğu defterin kaybolduğunu söyleyerek Zührî’den o hadisleri tekrar imla etmesini istedi. Zührî o hadisleri tekrar rivayet etti, kâtip de yazdı. Sonra Hişam o nüshayı ilk nüsha ile karşılaştırdı. Bir kelimeyi dahi atlamadığını gördü!

Zührî anlatıyor: “Bakî’den geçerken nahoş bir söz duyarım (da hafızamda kalır) korkusuyla kulaklarımı kapatıyorum. Çünkü Allah’a yemin ederim ki işitmiş olduğum bir şeyi asla unutmuş değilim!”

Şu söz de Zührî’ye aittir: “Ezberlediğim hiçbir hadisi tekrar etmedim. Biri dışında hiçbir hadiste (doğru ezberleyip ezberlemediğim konusunda) şüpheye düşmedim. O hadisi de arkadaşıma sordum. Onun da ezberlediğim gibi olduğunu gördüm.”

Süfyan es-Sevrî: “Kulağıma ulaşıp da ezberlemediğim hiçbir şey olmadı. Hatta şuna uğruyorum –burada bir kelime söyledi–, kulağıma bir şey çalınır da ezberlerim korkusuyla kulaklarımı tıkıyorum” diyordu.

Ebû Zür‘â

Hakkında Ahmed b. Hanbel’in: “Bu köprüyü Ebu Zür’a’dan daha büyük hafız geçmemiştir. Altı yüz bin hadisi ezbere bilirdi” dediği Ebu Zür’a er-Razî anlatıyor:

“Evimde elli sene önce yazdığım ve yazdığım günden beri dönüp bir daha bakmadığım notlar vardır. And olsun ki onların hangi kitapta, hangi sayfada, sayfanın hangi yüzünde, hangi satırda olduğunu biliyorum. Kulağıma hangi bilgi gelmişse muhakkak hafızam onu kayda geçmiştir. Bağdat çarşısında yürürken odalardan şarkı söyleyen halayıkların seslerini işitir, istemeden söylediklerini ezberlerim diye parmaklarımla kulaklarımı tıkardım.”

“Ebu Zür’a iki yüz bin hadis ezber bilmiyorsa hanımını boşayacağına dair yemin etmiş bir adamın yemininde hânis olup olmayacağı” Ebu Zür’a’ya sorulmuş, Ebu Zür’a: “Olmaz” demiş ve devamla: “İki yüz bin hadisi bir kimsenin “Kul huvallâhu ahad” sûresini bildiği gibi biliyorum. Bu sayı müzakere meclisinde üç yüz bine ulaşır” demiştir.

Ebu Zür’a, “Ahmed b. Hanbel bir milyon hadis ezber bilir” demiş, “Nereden biliyorsun?” diye sorulunca: “Onunla müzakere yaptım, ana konularla ilgili her baptan sorular sordum. Hangi baptan sorsam sel gibi akıyordu” demişti.

Tabiîn neslinin imamlarından ünlü hadis münekkidi Şa’bî şöyle diyordu: “Bu günüme kadar kara mürekkeple beyaz kâğıda bir şey yazmış değilim. Birisi bana bir hadis rivayet ettiğinde onu muhakkak ezberlemişimdir ve asla tekrar etmesini istememişimdir. İlimden unuttuğum kadarını birisi ezberleseydi muhakkak âlim olurdu.”

Bu bölümdeki tüm nakilleri ve daha birçok müfit bilgiyi burayı tıklayarak okuyabilirsiniz.

Hadis Ezberlemenin Ne Faydası Var?

Bu soruyu soran kardeşlerimiz öncelikle şunu düşünmelidirler: Bu sualin aynısını Kur’an-ı Kerim için de söylemek mümkündür. Namaz kılacak kadar ezberle yetinilse de yeter zira Kur’an-ı Kerim ayetlerine telefonlar, tabletler ve kitaplarla kolayca ulaşılabilmektedir. Hâlbuki bu batıl bir sözdür. Zira satırdaki, telefondaki, bilgisayardaki ayetin insana tesiri ile gönle ve beyne yerleşmiş olan ayetin tesiri bir olur mu?

Bir diğer mesele ise şudur: Bizim çocuklarımız Kur’an ve sünnet ezberlemeyip ne ile meşgul olacaklar? Bu eleştirileri getirenlerin çocuklarının, video platformlarının başından kalkamadığını tahmin ediyoruz. Zira asrımızda yaşayan çocukların büyük çoğunluğu böyledir. Hal böyleyken, vaktini dizi film ezberlemektense Allah ve Rasulünün sözlerini ezberlemekle geçiren bir çocuk niçin gereksiz bir iş yapmış olsun?

Netice olarak hadis hafızlığını teşvik etmemizin gerekçelerini şöyle sıralayabiliriz:

1- Teşvik ettiğimiz çocuklar 9 – 12 yaş arasında olup, iyi bir dereceyle hafızlığını tamamlayan çocuklardır. Bu çocukların okuma yazma öğrenmesi 2 ay, çarpım tablosu ve dört işlem gibi ilkokul Matematik konularını öğrenmesi ise 3 – 4 ay sürmektedir. Bahsettiğimiz yaşlar, anlayışın zayıf, hıfzın kuvvetli olduğu yaşlardır. Kısacası eğitimine bu minvalde başlayan çocuklar için en menfaatli şey, mevcut ezberlerini tekrarla beraber yeni ezberler yapmalarıdır.

2- İslami ilimler temel olarak ayet-i kerime ve hadis-i şeriflere dayanmaktadır. İleride okunacak olan hadis, tefsir, fıkıh, akaid, kelam ve diğer İslamî ilim dallarının temelinde ayet-i kerimeler ve hadis-i şerifler bulunmaktadır. Ayet-i kerimelerin tamamını bilen çocuklar için ezberlenecek en mantıklı metin, Efendimiz ﷺ’in mübarek kelamlarıdır.

3- “Talebeler sadece hadis ezberiyle meşgul oluyorlar.” algısı yanlıştır. İki yıl boyunca hadis hafızlığıyla birlikte Kur’an-ı Kerim tekrarı, Pratik Arapça, Osmanlıca, İlmihal, Siyer, Türkçe kitap okuma ve Matematik gibi birçok ders görmektedirler. Bu da aslında hadis ezberlemenin, insanların zihinlerinde büyüttüğü kadar zor olmadığının göstergesidir. Tarih boyunca hadis hafızları ve ezberlerinin kuvvetleri için yukarıdaki bölümü tekrar okuyabilirsiniz.

4- Ayet-i kerimeleri ve hadis-i şerifleri ezberlemenin manevi etkisi inkâr edilemez bir gerçektir. Hayata Allah Rasulü gibi bakmak noktasında telefondan ayet-hadis okuyan kişiyle, adeta ayet ve hadisle düşünen bir kişi asla bir olmayacaktır. Bu noktada Allah Rasulü gibi konuşan ve onun gibi düşünen nesiller yetiştirmeyi hedefliyoruz.

Bir yanıt yazın